2025 Yılı İkinci Yarısında Kripto Piyasası Beklentileri: Yeni Motorlar Hazırda Bekliyor
2025 yılının ilk yarısında, faiz indirimlerinin gecikmesi ve jeopolitik çalkantıların çift etkisi altında, çoğu varlık piyasası zayıf bir performans sergiledi. Ancak, Bitcoin tüm şifreleme alanını şaşırtıcı bir dayanıklılık ve büyüme potansiyeli ile yönlendirdi ve güzel bir karşıt yükseliş gerçekleştirdi. İkinci yarının perdesi açılmak üzereyken, piyasada hangi ana dinamikler şekilleniyor?
Bu yılın başında, ABD ekonomisinin büyük ölçüde düşeceği genel olarak öngörülüyordu, ancak aslında istikrarlı bir "yumuşak iniş" durumu sergiledi. İstihdam piyasası belirli bir dayanıklılık gösteriyor, Mayıs ayında tarım dışı istihdam 139,000 kişi arttı, işsizlik oranı %4.2, maaşlar yıllık %3.9 arttı ve bu da işgücü pazarının yavaşlama göstermesine rağmen hâlâ nispeten sağlam olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda, enflasyon verileri beklentilerin altında kaldı, Haziran ayında çekirdek CPI yıllık %2.7 arttı, önceki değere göre hafif bir geri çekilme yaşandı. Piyasa genel olarak Fed'in Eylül ayında, Temmuz'da değil, faiz indirimine gideceğini öngörüyor.
Ancak, stagflasyon riski artıyor. Bazı yatırım bankaları, ABD'nin 2025 yılı için GSYİH büyüme tahmininin %2'den %1.3'e düşürüldüğünü uyarıyor. Tarife politikaları, enflasyonu artırabilir ve büyümeyi baskılayarak ekonomiyi "stagflasyon" tuzağına sokabilir. Fed içinde faiz indirim yolları konusunda fikir ayrılıkları var; bu, enflasyon ile büyüme arasındaki çelişkiyi yansıtıyor: erken faiz indirimi enflasyonu artırabilirken, geç kalmak ise ekonomik duraklamayı hızlandırabilir.
Ana değişken, gümrük vergilerinin gecikmeli etkisidir. Federal Rezerv Başkanı, gümrük vergilerinin fiyatlara yansımasının önümüzdeki aylarda ortaya çıkabileceğini, 6-8 ay enflasyon verilerinin "belirgin bir artış" gösterebileceğini belirtti. Bir açıklama, şirketlerin daha önce stok yaparak kısa vadeli şoku hafiflettiği, ancak stoklar tükendiğinde, ithalat maliyetlerinin artmasının nihai fiyatları kademeli olarak yükselteceğidir. Eğer enflasyon yeniden yükselirse, Federal Rezerv faiz indirimini ertelemek zorunda kalabilir veya genişletici politikayı durdurabilir, bu da stagflasyon beklentilerini daha da güçlendirebilir.
İkinci yarıya bakıldığında, politika yolu hâlâ yüksek derecede belirsiz. Temmuz ayındaki tarım dışı istihdam ve CPI verileri, kritik karar alma dayanağı haline gelecek. Eğer veriler enflasyon baskısının kontrol altında olduğunu doğruluyorsa, ABD Merkez Bankası planlandığı gibi Eylül'de faiz indirimine gidebilir; eğer enflasyon beklenenden yüksek çıkarsa, piyasa "şahin ertelemesi" şoku ile karşılaşabilir ve hatta 70'lerdeki stagflasyon sorununu yeniden yaşayabilir. Bu faiz indirimleri ve stagflasyon arasındaki mücadelede, ABD Merkez Bankası'nın her bir kararı, küresel piyasa yönünü derinden etkileyecektir.
Amerika ekonomisinin zayıf verilere rağmen, piyasa hala politika gevşetme beklentilerine odaklanıyor. 2025 yılı Haziran ayında Fed'in faiz indirme beklentileri, stabilcoin düzenlemesi konusundaki ilerlemeler ve teknoloji hisselerindeki toparlanma, ABD borsa piyasasının genel olarak dalgalı bir yukarı yönlü trend sergilemesine yol açtı: S&P 500 tüm ay %4.96 artarken, Nasdaq %5.93 yükseldi ve bu süreçte birçok kez tarihî zirveye ulaştı.
En önemlisi, stabilcoin devleriyle temsil edilen şifreleme hisseleri, performanslarıyla adeta rakiplerinden sıyrıldı: Bir stabilcoin şirketi 5 Haziran'da New York Borsası'nda işlem görmeye başladı ve ardından hisse senedi fiyatı %600'ün üzerinde yükseldi, bu stabilcoin'in ilk hissesi şüphesiz 2025'in en dikkat çekici finansal teknoloji IPO'larından biri; bir şifreleme borsa da aylık %43'lük bir artış gösterdi.
Bu yükselişin arkasında, ABD Senatosu'nun 17 Haziran'da kabul ettiği ilk stabilcoin federal düzenleme yasası olan "GENIUS Yasası" bulunuyor. Bu yasa, stabilcoinler için ilk kez bir federal düzenleme çerçevesi oluşturuyor, ihraç eden kuruluşların 1:1 dolar veya kısa vadeli ABD tahvilleri rezervi bulundurmasını zorunlu kılıyor ve algoritmik stabilcoinler ile faiz ödeyen stabilcoinleri yasaklıyor. Belirli bir stabilcoin, dünya çapında ikinci en büyük stabilcoin ( piyasa değeri 61 milyar dolar ), büyük uyum avantajı kurumsal tercih haline geldi ve borsa sonrası büyük artış, piyasanın "düzenleme avantajı"na olan güçlü beklentisini yansıtıyor.
Dikkate değer olan, 2025'te Bitcoin'in düşüş döngüsündeki düşüş oranının daralması ve dalgalanmanın çok az olması, kurumların piyasaya girmesinin ardından kripto piyasasının olgunluğunun arttığını gösteriyor. Şirket tarafındaki "hisse senedi alımı ile kripto para satın alma" trendi, bu hisse-kripto bağlantı mantığını daha da güçlendirdi. Raporlara göre, 2025 Nisan itibarıyla, dünya genelinde 228 halka açık şirket toplamda 820,000 Bitcoin bulunduruyor; bunlardan bir şirketin 600,000 Bitcoin'e yakın bir pozisyona sahip olduğu, bu miktarın Bitcoin'in toplam arzının %2.5'ine denk geldiği, ortalama maliyetinin yaklaşık 68,000 dolar olduğu ve 200%'den fazla bir kâr elde edildiği belirtiliyor.
Tesla gibi teknoloji devleri, dönüşümlü tahvillerle Bitcoin alımını artırarak dijital varlıkları bilanço yapısına dahil etmekte ve "hisse senedi ile kripto para alma" yeni bir sermaye operasyon modeli oluşturmaktadır. Bu tür şirket girişimleri, "stratejik dağıtım"dan "kurumsal kabul" yönündeki bir eğilimi destekleyerek, sadece Bitcoin fiyatını 2025'in ilk yarısında %10,6 artırmakla kalmamış, aynı zamanda şifreleme varlıklarının meşruiyetini ve piyasa kabulünü de artırmıştır. Bir şirket CEO'su, "Bitcoin, şirketlerin enflasyona karşı koyma konusunda temel varlığı haline geldi, biz de bunun küresel rezerv standardı olmasını teşvik ediyoruz." Bir banka verilerine göre, 2024'te stabil coinlerin işlem hacmi 28 trilyon dolara ulaşarak Visa ve Mastercard toplamını aşacak; bu durum, ilgili kuruluşların iş potansiyelini doğrulamakla kalmayıp, aynı zamanda blok zinciri ödemelerinin küresel uzlaşma sistemini yeniden şekillendirme yeteneğini de ortaya koymaktadır.
İkinci yarıyı beklerken, eğer "GENIUS Yasası" Temsilciler Meclisi'nden geçer ve Başkan tarafından imzalanırsa, o zaman stabilcoin düzenlemesi için yeni bir çağ resmi olarak başlayacak. Uyum sağlama, kurumsal fonların akışını hızlandıracak, geleneksel hisse senedi piyasası ile kripto para dünyası arasındaki sınırlar hızla birleşecek ve "coin-hisse etkileşimini" daha da güçlendirecek. Kripto hisseler güçlü performansını sürdürebilir ve ABD hisse senedi piyasasının yapısal hareketinin temel itici gücü haline gelebilir.
Haziran ayında, Bitcoin fiyatı karmaşık bir durum içinde dayanıklılık gösterdi: Orta Doğu çatışması Haziran ortasında aniden tırmandığında, Bitcoin kısa bir süreliğine 100.000 dolar seviyesinin altına düştü, ancak ardından hızla toparlanarak 100.000 doların üzerine çıkarak bağımsız bir piyasa sergiledi ve geleneksel riskli varlıklardan giderek ayrıştı. Bazı borsa ve blok zinciri analiz kuruluşlarının son araştırmaları, kurumsal yatırımcıların ETF gibi kanallar aracılığıyla sürekli olarak alım yaptığını gösteriyor, piyasanın yapısal değişimi dalgalanma özelliklerini yeniden şekillendiriyor.
2025 yılının ilk yarısını gözden geçirdiğimizde, kısa vadeli fiyat etkilerinin hala kaynak sağlama ve jeopolitik çatışmalarla belirlendiği görülse de, daha temel bir düzeyde, kripto piyasası muhtemelen ortaya çıktığı günden bu yana en derin paradigma değişikliğini yaşıyor. Çünkü gelişim süreci artık basit piyasa duyguları veya teknik göstergelerle tanımlanamaz hale geldi; bunun yerine teknoloji, sermaye, düzenleme ve ekosistem dört unsurunun birleşimiyle yeni bir canlılık sergiliyor. Haziran ayındaki piyasa performansı, bu sektörün yavaş yavaş olgun bir dijital varlık altyapısına dönüşmekte olduğunu açıkça ortaya koydu.
Bu arada, kurumsal dalga Haziran ayında yeni bir zirveye ulaştı, küresel kripto ETF büyüklüğü 1.1 trilyon dolarlık bir eşiği aştı, yalnızca bir varlık yönetim şirketinin Bitcoin ETF'si bir ayda 4.9 milyar dolar net akış sağladı. Daha dikkat çekici olan, geleneksel finansal kurumların katılım seviyesinin köklü bir değişim yaşaması; örneğin, bir yatırım bankası bir kripto para borsası ile birlikte Bitcoin teminatlı kredi hizmetleri sunmaya başladı, bu katılım derinliği 2021 boğa piyasasında Wall Street'in temkinli yerleşiminden çok daha fazlasını kapsıyor. Bu arada, Fed'in para politikası değişikliği piyasaya yeni değişkenler enjekte etme beklentisi yaratıyor, tarihsel veriler, Fed'in faiz indirme döngülerinin genellikle Bitcoin'in önemli bir yükselişi ile birlikte geldiğini göstermektedir.
Regülasyon açısından, daha önce bahsedildiği gibi, ABD'nin "GENIUS Yasası"nın geçmesi ve Hong Kong'un istikrarlı coin lisans sistemi oluşturması, büyük finans merkezlerinin dijital varlıklar için başlangıçta bir uyum çerçevesi kurduğunu göstermektedir. Bu politik belirginlik, daha fazla geleneksel sermayenin alana girmesini çekmektedir.
Ayrıca, Beyaz Saray dijital varlık politika danışmanı, ABD'nin stratejik bir Bitcoin rezerv altyapısı kurma çalışmalarına başladığını açıkladı. Başkanın bu yıl Mart ayında yayınladığı yürütme emri, Hazine Bakanlığı'nın hükümetin sahip olduğu Bitcoin durumunu açıklamasını zorunlu kılmamıştır; bu nedenle, ilgili bilgilerin ikinci yarıda aktif olarak kamuoyuna açıklanmasını bekleyebiliriz. Danışman ayrıca, ABD hükümetinin "bütçe nötr" bir şekilde Bitcoin alımını artırma konusunda "yüksek bir eğilim" içinde olduğunu belirtti. Bu, ABD hükümetinin mali açığı artırmadan ve vergi mükelleflerinin yükünü artırmadan, iç finansman yeniden yapılandırması veya tasarruflar yoluyla Bitcoin alımı için finansman sağlamasını sağlayacaktır.
Kısacası, 2025 yılının ortasında geriye baktığımızda, kripto piyasası gelişim seyri, erken dönem tamamen spekülatif itici aşamadan esasen farklılaşmıştır.
Bir bankanın dijital varlık araştırma müdürü, Bitcoin'in 2025 yılı sonundaki hedef fiyatının 200.000 dolar olacağını tahmin etmişti. Bu döngünün arkasındaki ana anlatı, riskli varlıklarla olan bağlantıdan, fon akışlarının sürüklediği bir duruma dönüşmüştür ve fonlar çeşitli şekillerde akmaktadır. Bitcoin, ABD varlıklarından fonların çekilmesi için bir yapılandırma aracı haline gelmektedir. Bu artış, sadece fiyat dalgalanması değil, aynı zamanda küresel sermaye dağılımı ve makroekonomik eğilimlerin bir yansımasıdır. Bu anlamda, 2025 yılı ikinci yarısı, geleneksel finansal sistem ile dijital para ekosisteminin derin bir şekilde birleştiği tarihi bir dönüm noktası olabilir.
Mevcut BTC fiyatı 10-12 bin dolar yüksek seviyelerinde kalıyor. İkinci yarıyı gözeterek, olası bir Fed faiz indiriminin, kurumsal şifreleme benimsemenin devam eden artışının ve düzenleyici politikaların netleşmesinin sağladığı çoklu olumlu durumlarla yeni bir sağlam gelişim döneminin beklenmesi muhtemel.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
8 Likes
Reward
8
9
Share
Comment
0/400
SolidityJester
· 07-13 10:58
boğa koşusu稳了来干杯
View OriginalReply0
FrontRunFighter
· 07-13 07:24
İstikrar içinde atılım sağlamak istikrar içinde atılım sağlamak
View OriginalReply0
OnchainDetective
· 07-13 04:28
Piyasalara temkinli bir şekilde yükselişle yaklaşmak gerekiyor.
View OriginalReply0
GmGnSleeper
· 07-11 21:45
long pozisyonlar devam etmeli para kazanmak
View OriginalReply0
CommunityJanitor
· 07-10 11:58
Gelecekte Bitcoin'in Aya doğru uçmasını bekliyoruz.
2025'te kripto piyasası yeni bir düzene girecek: Kurumların gemiye binmesi, düzenlemenin netleşmesi ve Bitcoin'in 200.000 dolara ulaşması bekleniyor.
2025 Yılı İkinci Yarısında Kripto Piyasası Beklentileri: Yeni Motorlar Hazırda Bekliyor
2025 yılının ilk yarısında, faiz indirimlerinin gecikmesi ve jeopolitik çalkantıların çift etkisi altında, çoğu varlık piyasası zayıf bir performans sergiledi. Ancak, Bitcoin tüm şifreleme alanını şaşırtıcı bir dayanıklılık ve büyüme potansiyeli ile yönlendirdi ve güzel bir karşıt yükseliş gerçekleştirdi. İkinci yarının perdesi açılmak üzereyken, piyasada hangi ana dinamikler şekilleniyor?
Bu yılın başında, ABD ekonomisinin büyük ölçüde düşeceği genel olarak öngörülüyordu, ancak aslında istikrarlı bir "yumuşak iniş" durumu sergiledi. İstihdam piyasası belirli bir dayanıklılık gösteriyor, Mayıs ayında tarım dışı istihdam 139,000 kişi arttı, işsizlik oranı %4.2, maaşlar yıllık %3.9 arttı ve bu da işgücü pazarının yavaşlama göstermesine rağmen hâlâ nispeten sağlam olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda, enflasyon verileri beklentilerin altında kaldı, Haziran ayında çekirdek CPI yıllık %2.7 arttı, önceki değere göre hafif bir geri çekilme yaşandı. Piyasa genel olarak Fed'in Eylül ayında, Temmuz'da değil, faiz indirimine gideceğini öngörüyor.
Ancak, stagflasyon riski artıyor. Bazı yatırım bankaları, ABD'nin 2025 yılı için GSYİH büyüme tahmininin %2'den %1.3'e düşürüldüğünü uyarıyor. Tarife politikaları, enflasyonu artırabilir ve büyümeyi baskılayarak ekonomiyi "stagflasyon" tuzağına sokabilir. Fed içinde faiz indirim yolları konusunda fikir ayrılıkları var; bu, enflasyon ile büyüme arasındaki çelişkiyi yansıtıyor: erken faiz indirimi enflasyonu artırabilirken, geç kalmak ise ekonomik duraklamayı hızlandırabilir.
Ana değişken, gümrük vergilerinin gecikmeli etkisidir. Federal Rezerv Başkanı, gümrük vergilerinin fiyatlara yansımasının önümüzdeki aylarda ortaya çıkabileceğini, 6-8 ay enflasyon verilerinin "belirgin bir artış" gösterebileceğini belirtti. Bir açıklama, şirketlerin daha önce stok yaparak kısa vadeli şoku hafiflettiği, ancak stoklar tükendiğinde, ithalat maliyetlerinin artmasının nihai fiyatları kademeli olarak yükselteceğidir. Eğer enflasyon yeniden yükselirse, Federal Rezerv faiz indirimini ertelemek zorunda kalabilir veya genişletici politikayı durdurabilir, bu da stagflasyon beklentilerini daha da güçlendirebilir.
İkinci yarıya bakıldığında, politika yolu hâlâ yüksek derecede belirsiz. Temmuz ayındaki tarım dışı istihdam ve CPI verileri, kritik karar alma dayanağı haline gelecek. Eğer veriler enflasyon baskısının kontrol altında olduğunu doğruluyorsa, ABD Merkez Bankası planlandığı gibi Eylül'de faiz indirimine gidebilir; eğer enflasyon beklenenden yüksek çıkarsa, piyasa "şahin ertelemesi" şoku ile karşılaşabilir ve hatta 70'lerdeki stagflasyon sorununu yeniden yaşayabilir. Bu faiz indirimleri ve stagflasyon arasındaki mücadelede, ABD Merkez Bankası'nın her bir kararı, küresel piyasa yönünü derinden etkileyecektir.
Amerika ekonomisinin zayıf verilere rağmen, piyasa hala politika gevşetme beklentilerine odaklanıyor. 2025 yılı Haziran ayında Fed'in faiz indirme beklentileri, stabilcoin düzenlemesi konusundaki ilerlemeler ve teknoloji hisselerindeki toparlanma, ABD borsa piyasasının genel olarak dalgalı bir yukarı yönlü trend sergilemesine yol açtı: S&P 500 tüm ay %4.96 artarken, Nasdaq %5.93 yükseldi ve bu süreçte birçok kez tarihî zirveye ulaştı.
En önemlisi, stabilcoin devleriyle temsil edilen şifreleme hisseleri, performanslarıyla adeta rakiplerinden sıyrıldı: Bir stabilcoin şirketi 5 Haziran'da New York Borsası'nda işlem görmeye başladı ve ardından hisse senedi fiyatı %600'ün üzerinde yükseldi, bu stabilcoin'in ilk hissesi şüphesiz 2025'in en dikkat çekici finansal teknoloji IPO'larından biri; bir şifreleme borsa da aylık %43'lük bir artış gösterdi.
Bu yükselişin arkasında, ABD Senatosu'nun 17 Haziran'da kabul ettiği ilk stabilcoin federal düzenleme yasası olan "GENIUS Yasası" bulunuyor. Bu yasa, stabilcoinler için ilk kez bir federal düzenleme çerçevesi oluşturuyor, ihraç eden kuruluşların 1:1 dolar veya kısa vadeli ABD tahvilleri rezervi bulundurmasını zorunlu kılıyor ve algoritmik stabilcoinler ile faiz ödeyen stabilcoinleri yasaklıyor. Belirli bir stabilcoin, dünya çapında ikinci en büyük stabilcoin ( piyasa değeri 61 milyar dolar ), büyük uyum avantajı kurumsal tercih haline geldi ve borsa sonrası büyük artış, piyasanın "düzenleme avantajı"na olan güçlü beklentisini yansıtıyor.
Dikkate değer olan, 2025'te Bitcoin'in düşüş döngüsündeki düşüş oranının daralması ve dalgalanmanın çok az olması, kurumların piyasaya girmesinin ardından kripto piyasasının olgunluğunun arttığını gösteriyor. Şirket tarafındaki "hisse senedi alımı ile kripto para satın alma" trendi, bu hisse-kripto bağlantı mantığını daha da güçlendirdi. Raporlara göre, 2025 Nisan itibarıyla, dünya genelinde 228 halka açık şirket toplamda 820,000 Bitcoin bulunduruyor; bunlardan bir şirketin 600,000 Bitcoin'e yakın bir pozisyona sahip olduğu, bu miktarın Bitcoin'in toplam arzının %2.5'ine denk geldiği, ortalama maliyetinin yaklaşık 68,000 dolar olduğu ve 200%'den fazla bir kâr elde edildiği belirtiliyor.
Tesla gibi teknoloji devleri, dönüşümlü tahvillerle Bitcoin alımını artırarak dijital varlıkları bilanço yapısına dahil etmekte ve "hisse senedi ile kripto para alma" yeni bir sermaye operasyon modeli oluşturmaktadır. Bu tür şirket girişimleri, "stratejik dağıtım"dan "kurumsal kabul" yönündeki bir eğilimi destekleyerek, sadece Bitcoin fiyatını 2025'in ilk yarısında %10,6 artırmakla kalmamış, aynı zamanda şifreleme varlıklarının meşruiyetini ve piyasa kabulünü de artırmıştır. Bir şirket CEO'su, "Bitcoin, şirketlerin enflasyona karşı koyma konusunda temel varlığı haline geldi, biz de bunun küresel rezerv standardı olmasını teşvik ediyoruz." Bir banka verilerine göre, 2024'te stabil coinlerin işlem hacmi 28 trilyon dolara ulaşarak Visa ve Mastercard toplamını aşacak; bu durum, ilgili kuruluşların iş potansiyelini doğrulamakla kalmayıp, aynı zamanda blok zinciri ödemelerinin küresel uzlaşma sistemini yeniden şekillendirme yeteneğini de ortaya koymaktadır.
İkinci yarıyı beklerken, eğer "GENIUS Yasası" Temsilciler Meclisi'nden geçer ve Başkan tarafından imzalanırsa, o zaman stabilcoin düzenlemesi için yeni bir çağ resmi olarak başlayacak. Uyum sağlama, kurumsal fonların akışını hızlandıracak, geleneksel hisse senedi piyasası ile kripto para dünyası arasındaki sınırlar hızla birleşecek ve "coin-hisse etkileşimini" daha da güçlendirecek. Kripto hisseler güçlü performansını sürdürebilir ve ABD hisse senedi piyasasının yapısal hareketinin temel itici gücü haline gelebilir.
Haziran ayında, Bitcoin fiyatı karmaşık bir durum içinde dayanıklılık gösterdi: Orta Doğu çatışması Haziran ortasında aniden tırmandığında, Bitcoin kısa bir süreliğine 100.000 dolar seviyesinin altına düştü, ancak ardından hızla toparlanarak 100.000 doların üzerine çıkarak bağımsız bir piyasa sergiledi ve geleneksel riskli varlıklardan giderek ayrıştı. Bazı borsa ve blok zinciri analiz kuruluşlarının son araştırmaları, kurumsal yatırımcıların ETF gibi kanallar aracılığıyla sürekli olarak alım yaptığını gösteriyor, piyasanın yapısal değişimi dalgalanma özelliklerini yeniden şekillendiriyor.
2025 yılının ilk yarısını gözden geçirdiğimizde, kısa vadeli fiyat etkilerinin hala kaynak sağlama ve jeopolitik çatışmalarla belirlendiği görülse de, daha temel bir düzeyde, kripto piyasası muhtemelen ortaya çıktığı günden bu yana en derin paradigma değişikliğini yaşıyor. Çünkü gelişim süreci artık basit piyasa duyguları veya teknik göstergelerle tanımlanamaz hale geldi; bunun yerine teknoloji, sermaye, düzenleme ve ekosistem dört unsurunun birleşimiyle yeni bir canlılık sergiliyor. Haziran ayındaki piyasa performansı, bu sektörün yavaş yavaş olgun bir dijital varlık altyapısına dönüşmekte olduğunu açıkça ortaya koydu.
Bu arada, kurumsal dalga Haziran ayında yeni bir zirveye ulaştı, küresel kripto ETF büyüklüğü 1.1 trilyon dolarlık bir eşiği aştı, yalnızca bir varlık yönetim şirketinin Bitcoin ETF'si bir ayda 4.9 milyar dolar net akış sağladı. Daha dikkat çekici olan, geleneksel finansal kurumların katılım seviyesinin köklü bir değişim yaşaması; örneğin, bir yatırım bankası bir kripto para borsası ile birlikte Bitcoin teminatlı kredi hizmetleri sunmaya başladı, bu katılım derinliği 2021 boğa piyasasında Wall Street'in temkinli yerleşiminden çok daha fazlasını kapsıyor. Bu arada, Fed'in para politikası değişikliği piyasaya yeni değişkenler enjekte etme beklentisi yaratıyor, tarihsel veriler, Fed'in faiz indirme döngülerinin genellikle Bitcoin'in önemli bir yükselişi ile birlikte geldiğini göstermektedir.
Regülasyon açısından, daha önce bahsedildiği gibi, ABD'nin "GENIUS Yasası"nın geçmesi ve Hong Kong'un istikrarlı coin lisans sistemi oluşturması, büyük finans merkezlerinin dijital varlıklar için başlangıçta bir uyum çerçevesi kurduğunu göstermektedir. Bu politik belirginlik, daha fazla geleneksel sermayenin alana girmesini çekmektedir.
Ayrıca, Beyaz Saray dijital varlık politika danışmanı, ABD'nin stratejik bir Bitcoin rezerv altyapısı kurma çalışmalarına başladığını açıkladı. Başkanın bu yıl Mart ayında yayınladığı yürütme emri, Hazine Bakanlığı'nın hükümetin sahip olduğu Bitcoin durumunu açıklamasını zorunlu kılmamıştır; bu nedenle, ilgili bilgilerin ikinci yarıda aktif olarak kamuoyuna açıklanmasını bekleyebiliriz. Danışman ayrıca, ABD hükümetinin "bütçe nötr" bir şekilde Bitcoin alımını artırma konusunda "yüksek bir eğilim" içinde olduğunu belirtti. Bu, ABD hükümetinin mali açığı artırmadan ve vergi mükelleflerinin yükünü artırmadan, iç finansman yeniden yapılandırması veya tasarruflar yoluyla Bitcoin alımı için finansman sağlamasını sağlayacaktır.
Kısacası, 2025 yılının ortasında geriye baktığımızda, kripto piyasası gelişim seyri, erken dönem tamamen spekülatif itici aşamadan esasen farklılaşmıştır.
Bir bankanın dijital varlık araştırma müdürü, Bitcoin'in 2025 yılı sonundaki hedef fiyatının 200.000 dolar olacağını tahmin etmişti. Bu döngünün arkasındaki ana anlatı, riskli varlıklarla olan bağlantıdan, fon akışlarının sürüklediği bir duruma dönüşmüştür ve fonlar çeşitli şekillerde akmaktadır. Bitcoin, ABD varlıklarından fonların çekilmesi için bir yapılandırma aracı haline gelmektedir. Bu artış, sadece fiyat dalgalanması değil, aynı zamanda küresel sermaye dağılımı ve makroekonomik eğilimlerin bir yansımasıdır. Bu anlamda, 2025 yılı ikinci yarısı, geleneksel finansal sistem ile dijital para ekosisteminin derin bir şekilde birleştiği tarihi bir dönüm noktası olabilir.
Mevcut BTC fiyatı 10-12 bin dolar yüksek seviyelerinde kalıyor. İkinci yarıyı gözeterek, olası bir Fed faiz indiriminin, kurumsal şifreleme benimsemenin devam eden artışının ve düzenleyici politikaların netleşmesinin sağladığı çoklu olumlu durumlarla yeni bir sağlam gelişim döneminin beklenmesi muhtemel.